İnek Sütü Allerjisi (İSA) nedenleri hala tam olarak anlaşılmamaştır. Bir bebeğin yaşamında anne sütü dışında karşılaştığı ilk protein inek sütü proteinidir. Birçok bebek inek sütü proteinlerine tepki vermezken bir başka bebeğin bağışıklık sistemi neden inek sütündeki bazı proteinleri “yabancı” kabul edip ona tepki vermektedir. Bunda genetik faktörlerin rol oynadığı düşünülmektedir. Yani ailesinde alerjik hastalık olanlarda, olmayanlara göre daha fazla oranda İSA (İnek sütü alerjisi) görülüyor. Ancak ailesinde hiçbir alerjik hastalık olmasa da bir çocukta İSA ortaya çıkabildiğini görüyoruz. Neden olabileceğine dair olasılıklar şöyle sıralanmış:
İnek sütünde antijen görevi yapan 25’ten fazla protein olduğu gösterilmiştir. Bunlardan en önemlisi beta laktoglobülindir. Bu protein, inek sütünde bulunan büyük molekül ağırlıklı bir proteindir. İnek sütünde ki diğer alerjen proteinlerin bazıları ise, alfa laktalbümin,laktoferrin,sığır albumini,kazein vs.’dir. Değişik çalışmalara göre çocukların %25 ile %75’i inek sütün deki birden fazla proteine alerjik reaksiyon göstermektedir. İnek sütündeki whey proteinlerine duyarlılık azalmış, kazeine duyarlılık artmıştır.
Maalesef evet. Sadece anne sütü almakta olan bir bebekte bile İSA gelişmesi çok da nadir bir durum değildir. Yukarıda adı geçen inek sütü proteinleri anne sütü vasıtasıyla bebeğe geçebilmektedir. Bu durumda “ anne sütü alerjisinden” bahsedilemez. Anne sütü verilmeye devam edilirken anneye inek sütü proteini diyeti verilir. (peki ya anne inek sütü diyeti yaparken bebekteki belirtiler düzelmezse? O zaman çoklu gıda alerjisi(birden fazla besine karşı alerji)düşünmek gerekir ki bu durum daha karmaşık ve diyetle tanı konmasıyla gereken bir hal almış demektir.)
Bağışıklık sisteminin çalışma prensibinde anlatmıştık.” Bize ait olan molekül ve bakterilerin ayıklanması” esasına dayanıyordu hatırlarsanız. Bağışıklık sistemimiz “vücudumuza ait olmayan” her tür proteine, bakteriye, virüse saldırarak bizi korur. Alerjik reaksiyonlar ise bağışıklık sisteminin aşırı reaksiyonudur. Besin alerjisinde bağışıklık sistemi proteinleri” yabancı-zararlı” olarak algılanmakta ve aşırı tepki vermektwe, bu sırada vücudun kendi hücreleri de zarar görebilmektedir. Bu sırada ortaya çıkan reaksiyonlar deride kızartı,kabarma,kaşıntı,karın ağrısı,kusma,kanlı/kansız ishal gibi alerjik hastalık belirtilerine neden olmaktadır.
Hastaların %50’sinde süt proteinlerine karşı IgE denen bir antikor gelişmiştir ve alerjik reaksiyonlar IgE aracılığıyla olmaktadır. IgE aracılıklı reaksiyonlar erken ortaya çıkan reaksiyonlar olup kurdeşen,kusma,ishal,rinit veya bronş spazmıdır. Hastaların geri kalan %50’sinde IgE antikorları yükselmez; vücut, T hücreleri aracılığıyla tepki verir. Gıda alımıyla tepkime arasında geçen zaman çok uzun olduğu için gıda ile reaksiyon arasında nedensel ilişkinin kurulması zordur; uzun süren “ayıklama diyetleri” ile tanı konmaya çalışılır.