Anasayfa Uzmanlık BÜYÜMEYİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Bebeklerde büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir?

Özge Arikan Bebeklerde büyümeyi etkileyen faktörler nelerdir?

Büyüme bir çok faktörden etkilenmektedir. Sağlıklı büyüme için; öncelikle sağlıklı beslenme şarttır. Sağlıklı beslenme ise anne karnında başlar. Annenin gebelikte doğru beslenmesi, gerekli destekleri alması bebeğin gelişimi için önemlidir. Doğumdan sonra ise en önemli etken emzirmedir. Bebek için en doğal olması gereken ve bebeğin tüm gereksinimlerini karşılayacak besin anne sütüdür. Bu yüzden ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslendikten sonra 6. ayda doğru ek besinlerin başlanması çocuğu büyüme geriliğinden koruyacaktır. Burada doğru ek besinler dediğimiz; çocuğun ayına uygun, güvenli, temiz hazırlanmış besinlerdir. Beslenme dışında ailenin desteği, ilgisi, genetik özellikleri ve özellikle daha ileri yaşlarda hormonlar büyümede etkilidir. Bunların dışında çocuğun genel sağlığı da önemlidir. Tekrarlayan veya uzun süreli hastalıklar, enfeksiyonlar çocuğun iştahını azaltarak besin alımını azaltır. Alınan besinler de zaten hastalıkta kullanılacağından büyüme de kullanılmayacaktır ve tüm bunların sonucunda büyüme yavaşlayabilir.

Prematüre doğmuş bir bebek diğer çocukların büyümesine ulaşabilir mi?

Doğum haftasına ve doğum ağırlığına da bağlı olarak prematüre bebeklerin bir kısmı büyümeyi yakalayabilir. Ancak prematüre doğan bebeklerin çoğunda büyüme geri kalmaktadır. Bu birçok nedene bağlı olabilir. Prematüre bebeklerin büyümesini izlerken 3 yaşına kadar düzeltilmiş yaşı yani doğması gerektiği zamana, aya göre düzeltilmiş yaşı kullanmaktayız. Amacımız da düzeltilmiş yaşa göre beklenen büyümenin sağlanmasıdır. Prematüre bebeklerin hızlı büyümesini sağlarsak özellikle doğum haftasına göre de düşük doğum ağırlığıyla doğmuşlarsa, bu bebekler de ilerde kalp damar hastalıkları, diyabet gibi bazı hastalıkların riski artar. Bu nedenle özellikle genç dönemde yani 2 yaşından sonra hızlı büyümeyi desteklememeli olması gereken büyümeyi takip etmeliyiz.

Büyümede doktora ne zaman başvurmalıyız?

Büyüme de bir sorun saptandığında o an doktora başvurmak gerekir. Düzenli olarak büyüme takibi yapılıyorsa zaten büyüme de duraklama erken fark edilecektir. Çocukların büyümesi, büyüme eğrileri denilen çizelgeler üzerinden takip edilir. Bu çizelgeler belirli yaş ve cinsiyete göre normal değerleri bize verir. Çünkü bu normal değerler geniş bir dağılım gösterir, farklılık gösterir. Eğer çocuğun boy veya kilosu normal değerin altındaysa tetkik edilir. Bazı çocuklar ailesel yapıları olarak hep küçük seyredebilirler. Ancak izlemde seyrettiği çizgiden düşük gösteriyorsa bu önemlidir. Aileler çocukların yaşıtlarını kıyaslayarak geri olup olmadıklarını değerlendirebiliyorlar. Ancak normal değerlerin dağılımının geniş olduğu unutulmamalıdır. Yani aynı yaşta ki her çocuk aynı boy ve kilo da olmayabilir. Bu nedenle en sağlıklısı bir hekim tarafından büyümenin düzenli olarak takip edilmesi ve değerlendirilmesidir.

Anne sütü ne kadar verilmeli, sütü bıraktırma nasıl olmalıdır?

Bebek beslenmesi ile ilgili bütün bilim adamlarının, Dünya Sağlık Örgütünün, UNICEF gibi kuruluşların, bizim sağlık bakanlığımızın önerisi bebeklerin ilk 6 ay su bile verilmeden sadece anne sütü ile beslenmeleri, 6 aydan sonra uygun ek beslenmeyle birlikte emzirmenin 2 yaş ve ötesine kadar sürdürülmesi önerilir. Emzirme sadece 6 ayla sınırlı değildir. Emzirmenin faydaları ek beslenme döneminde de devam etmektedir. Ülkemizde en çok yanlış anlaşılan konulardan birisi de budur. Emzirme uygun ek besine başlandığı 6. aydan sonra da durdurulmamalı, 2 yaş ve sonrasına kadar sürdürülmelidir. Anne sütünün bırakılacağı zamanda anne ve çocuk buna hazır olmalıdır. Çocuğun gelişimsel olarak buna hazır olduğunu hissettiğiniz, çocuğun hasta olduğu ya da stresli olduğu zamanlar dışında önce kademeli olarak azaltılarak, sonra süresini kısaltarak, ihtiyaç duyduğu zamanlarda rutinini değiştirerek dikkatini başka yöne çekilmesini sağlayarak bunu azaltabiliriz, kesebiliriz. İlaç kullanımı, memeye bir şey sürme, çocuğu başka yere gönderme gibi davranışlar önerilmemektedir.

Çocuğum hiçbir şey yemiyor, ne yapmalıyım?

Öncelikle anne ve çocuk arasındaki sorumlulukları belirlemek lazım. Ne, nerede, ne zaman yenileceğini anne ya da bakıcı, ne kadar yiyeceğine de çocuk karar vermelidir. Çocuk için yaşına, gelişimine uygun, tadını sevebileceği küçük porsiyonlarla başlanan yiyecekler sunabiliriz. Sevmediği için zorlamamak, bir süre sonra tekrar denemek lazım. Dikkat dağıtmaktan kaçındığın, sakin, eğlenceli bir sofra ortamında yemeği sunmak uygun olur. Acıkmasına izin vermek önemli. Öğünler arası 3 – 4 saat aralıklarla olup öğünler arası atıştırmaya izin vermemek lazım. Pek çok çocuk içmeyi, yemeye tercih eder ve kolayca doygunluk hissi duyar. İçecek tüketimini sınırlandırmak gerekir. Yemekten hemen önce, öğün aralarında ve yemek süresince içecek tüketimi sınırlandırılmalıdır. Çocuk sütü fazla tüketiyorsa onlarda da iştahsızlık görülebilir. Oyun, okul çocuklarında günde 2 bardak su bardağı süt yeterlidir. Özellikle gece sütü vermek çocuklarda sabah tokluğuna neden olabilir. Öğün sürelerini uzatmamak lazım. 15 dakika içinde başlamalı 25 – 30 dakika içinde bitirilmelidir. Yemek saatleri eğlenceli aile ortamlarında olmalıdır. Ebeveyn olarak bebeğin isteklerine karşı demokratik bir tutum sergilemeliyiz. Yani kurallarımız olmalı ama istek ve gereksinimlerini göz ardı etmemeliyiz. Çocuklar için iyi bir rol model olmalıyız. Çocuklar söyleneni, anlatılanı değil gördüklerini taklit ederler. Bu nedenle anne baba ve çocuğun bakımından sorumlu diğer kişilerin olumlu yani tutarlı ya da benzer yeme davranışları göstermeleri gerekir. Yalnız değil birlikte yemek çok önemlidir. Grup halinde çocuklar yaşıtlarıyla birlikte yediğinde arkadaşlarının evinde, restoran da, piknikte yemek yemek özellikle seçici yeme davranışı olan çocuklarda yeme davranışının gelişmesinde olumlu etkiler gösterir.

Bebeğimdeki yeme sorunu bir hastalığın göstergesi mi yoksa gelişimin bir parçası mı?

Genel anlamda iştahsızlık ve yeme problemlerine çocuklarda sık rastlanılır. Normal büyüyen çocukların 4’te 1’inde iştahsızlığı gözlemleyebiliriz. Bebeğin gelişimsel süreçleri sırasında iştah yapısında değişiklikler olabilir. Biliyoruz ki ilk 6 ay bebekler sadece anne sütüyle beslenir. Eğer bir yetersizlik durumu fark edilirse formül mamalar dediğimiz bebek mamalarıyla destek verilir. İlk 6 ay bebeğin kilo alımının, boy uzamasının en hızlı olduğu dönemdir. 6. aydan sonra ilk aylara kıyasla yavaşlamaya başlar. Tamamlayıcı beslenme dediğimiz dönem vardır. Anne sütüne ek gıdalara başladığımız dönem. Bu dönemde bebeğin büyümesiyle birlikte, bebeğin beslenme becerileri de gelişir. Bireyselleşme dönemi başlar. Her besine annesinin ya da bakıcısının istediği gibi bebek almayabilir. Bu dönem bebekle yeme çatışmalarının başladığı dönemdir. 1 – 2 yaştan sonra kilo alımı ve boy uzama hızları daha azalır. Anne bebeği, aynı bebeklik dönemindeki beslenme temposunda beslemeye devam ederse ve bebeğin bireyselleşmesiyle birlikte yeni kazandığı deneyimleri göz ardı ederse elbette ki sorunlar başlayacaktır. 2 – 6 yaş dönemi neofobi dediğimiz yeni besinden korkma, yeniyi reddetme dönemidir. Altta yatan bir hastalık var ya da yok olsa bile yeme sorunu olan bebekler de kusma, öğürme, huzursuzluk, ağlama, uyuyamama, kilo alamama, yutma güçlüğü gibi bulgular gözlenebilir ve mutlaka hekime götürülmelidir. Özellikle çocuğun kilo alamaması veya kilo vermesi aileleri çok endişelendirir. Bizim alarm dediğimiz bulgular varsa, bebek kilo alamıyorsa ya da kilo veriyorsa, ağrılı ve zor yuttuğunu düşündüğünüzde, ağlayarak emmeyi bırakıyorsa, yutması güvenli değilse, yani yutarken boğulur gibi oluyorsa, öksürüyorsa, ishal, kabızlık, kusma, alerjik, döküntü veya egzama eşlik ediyorsa, gelişimsel açıdan riskli bir bebekse, prematürelik, doğumsal bir yapısal anormalliği varsa mutlaka hekim tarafından değerlendirilmelidir.

Mamalar bebeğimi anne sütü gibi besler mi?

Anne sütü mucizedir. Eşsiz bir besindir. Hayata en iyi başlangıç anne sütüyledir. Bebek ve anne için sayısız yararları vardır. Kolayca sindirilebilen, içeriği, bebeğin doğum haftası, yaşı, emzirmenin zamanına göre değişebilen, beyin gelişimi için gerekli faktörleri içeren, enfeksiyon etkenlerine özel geliştirilmiş faktörleri salgılayan, beyin gelişimi, sindiriminin olgunlaşması gibi bir çok faktörü içeren ilk 6 ayda bebek için gerekli olan tüm besin maddelerini en ideal biçimde içeren mucize bir üründür. Hiçbir mama anne sütünün yerini tutamaz. Ancak sosyal nedenlerden veya tibbi nedenlerden dolayı bir şekilde anne sütü verilememişse formül sütler dediğimiz bebek mamaları kullanılabilir. Formül sütler yani mamalar anne sütüne benzetilmeye çalışılan ürünlerdir. Ancak henüz o mucizenin yerini alamamışlardır. Ancak bebek beslenmesi konusundaki otorite kuruluşlar, bilim adamları, dünya sağlık örgütü, UNICEF gibi kuruluşlar anne sütü olmadığı zaman bebek mamalarının kullanılabilecek iyi bir seçenek olduğunu vurgulamışlardır. Bu ürünlerin içerikleri belli standartlara göre belirlenir. Anne sütüne yaklaştırılmaya çalışılmaktadırlar. Ancak hala çok uzaktadırlar. Anne sütünün yerini tutmasa da çeşitli nedenlerle anne sütü verilemediği zaman yerine tabi ki kullanılabilirler.

Bebeğimin-çocuğum prematüre, erken doğdu onu nasıl beslemeliyim?

Beslenmenin en çok önem taşıdığı yaş grubu en hızlı büyüme seyiri olan yeni doğanlar özellikle prematüre bebeklerdir. Prematüre bebeklerin doğum haftası ve kilosuna göre ilk beslenmeleri yeni doğan hekimleri veya çocuk hekimleri tarafından belirlenir. Anne sütü mucize bir besindir ve bazı özel durumlar dışında bebeğin tüm gereksinimlerini karşılar. Anne sütü ile beslenen prematüre bebeklerin büyüme ve gelişmelerini yakından izlenmesi gerekirse anne sütü zenginleştirici mamalar veya formül mama dediğimiz prematüre bebeklere özel tasarlanmış mamalarla desteklenmeleri gerekmektedir. Anne sütü olmayan prematüre bebeklere, prematüreler için hazırlanmış özel formül mamalar verilir. Prematüre bebeklerin hastane çıkışı beslenmelerinin yeni doğan hekimleri ve çocuk hekimleri tarafından izlenmeleri çok önemlidir. Hem erken doğdukları, hem kiloları da düşük oldukları için prematüre bebeliklerin anne veya bakıcıların bebeğin bir an önce kilo almasını ve büyümeyi yakalamasını isterler. Ek besinlere bu bebeklerde erken başlama eğilimi vardır. Tamamlayıcı beslenmeye geçerken bebeğin kronolojik dediğimiz şimdiki yaşı değil, düzeltilmiş yaşı ve çocuğun gelişimsel süreci çok önemlidir. Normal bir bebek 34 – 37 hafta arası emmesi koordineli olarak olur. Normal bebeklerin baş tutmaları 3 ayda, destekli oturmaları 6 aydadır. Erken doğan bebeklerde bu normal gelişimler bebekten bebeğe değişim gösterir. Onun için bebeğin beslenmesinde düzeltilmiş yaşa göre çocuk hekiminin ya da yeni doğan hekiminin önerileriyle beslemek daha uygun olacaktır.

Bebeğime / Çocuğuma nasıl meyve yedirebilirim?

Anne ve babaların beslenme konusunda sergilediği tutumlar ile beslenme sorunları arasında ilişkiler saptanmıştır. Baskıcı, otoriter, demokratik, izin verici ya da ihmalkar tarzda beslenme tutumları bildirilmiştir. Örneğin baskıcı, otoriter tutumda olan anne babaların çocuklarında daha çok, daha az meyve yeme, daha çok şişmanlık ve daha fazla yeme alışkanlıkları gözlenmiştir. Çocuğun tabağını bitirmesi için zorlamak yerine tadına bakması için cesaretlendirmek daha olumlu bir davranış olacaktır. Evimizde meyve yerine abur cubur tüketimini azaltmak önemlidir. Evde gözünün göreceği yerlerde abur cuburun bulunması varsa abur cubur çekmecesi onun boşaltılması uygun olacaktır. Bir de olumlu örnek olmak lazım. Meyve tüketen bir anne baba olmak gerekir. Okulda kantinden beslenme sorunu da vardır. Mümkünse çocuk yemekhaneden beslenmeli, yanına sağlıklı atıştırmalıklar, mevsimine uygun meyve koymak uygun olacaktır. Sağlıklı beslenmeyi anlatmak yiyecek alışverişlerinde çocuğu yanımızda götürmek, alırken faydalarından kısaca bahsetmek olumlu olabilir. Meyve suyu yerine meyvenin kendisini sunmak hem iştahsızlık hem de şişmanlık açısından daha iyi bir davranış olacaktır.

Bebeğimin-çocuğumun iştahını açmak ve yemeği reddetmesini engellemek için nasıl bir sofra adabım olmalıdır?

Yemek yeme insanoğlu için en sosyal etkinliklerden biridir. Bebekler 1 yaşından sonra yiyecekleri görüntüleriyle tanımaktadır. Bu nedenle yiyeceğin sunumu ve görüntüsü önemlidir. Hep karışım, bulamaç tarzı beslenmeden bu nedenle kaçınmak gerekir. 1 yaş sonrası bebek aile sofrasına oturtturulabilir. Gelişimine uygun şekilde rahat mama sandalyesine veya sandalyeye oturtulmalı. Besleneceği yerin veya kullanacağı aletlerin çocuğun gelişim dönemine uygun olması gerekir. Yani hafif, küçük aletlerin kullanılması, oturduğu yerin sandalyenin veya mama sandalyesinin masaya uzanması sağlayacak yükseklikte olması daha uygundur. El ya da kaşıkla yemek yemesine uygun ortam hazırlanmalı. Yaşına uygun, döküp saçarak beslenmesine izin verilmelidir. Porsiyonlar, annenin veya bakıcının isteğine göre değil çocuğun gereksinimine göre ayarlanmalıdır. Mesela pratik olarak çocuğun yumruk büyüklüğünde olmalıdır. Gerekirse çocuk daha büyüdüğü zaman kendisine servis yapmasına izin verilmelidir. Yemek aile ortamında dikkat dağıtmayacak şekilde yenilmelidir. Televizyon, tablet, telefon ya da aşırı etkinlikler, oyuncak sunmak uygun değildir.Yemek zamanı bittiğinde sofra toplanmalı. Bir sonraki öğüne kadar hiç bir şey verilmemelidir. Arada ki atıştırmalıklara dikkat etmek gerekir. Çocuk için iyi bir örnek olmalıyız. Ailenin davranışları ve duygularını çocuk görerek öğrenir. Başkalarının aynı yemeği büyük bir iştahla, keyifle yemesi çocuğunda o yemeği yemesini de kolaylaştırır. Yemek hazırlanmasını isterse çocuğu da katmak lazım. Baskılayıcı ya da zorlayıcı olmak yerine kararlı ve izleyici tutum daha önemli. Kısıtlayıcı olmak yerine seçenek sunmak yani ona alternatifler göstermek daha önemli. Tabağını bitirme konusunda zorlamak yerine tadına bakmak konusunda desteklemek lazım. Yemeği ödül aracı olarak değil de, birlikte yapılan keyifle yenilen, iletişim kurduğumuz, sosyal bir ortam şeklinde sunmak lazım. Yemek saati eğlenceli olmalı. Kızgın olmak hatta mutsuz olmak bile iştahı etkiler. Baskı, aşırı ikna, yalvarma, rüşvet, tehdit, cezalandırma olmamalı. Eğer çocuk uygunsuz davranışlarda bulunuyorsa dikkati çocuğun üzerinden almaya çalışmalı. Daha da abartıyorsa mola yöntemine geçilmelidir.

Çocuğuma şartlar sunarak yemek yedirmem onu nasıl etkiler?

Çocuğa şartlar sunarak yemek yedirmenin birçok olumsuz etkileri vardır. Besinler yemek amaçlı olmalıdır. Ödül ya da şartlı beslenme olduğunda çocuk bunu pazarlık amaçlı kullanabilir. Öncelikle sizi zorlar ve bir çıkmaz haline gelebilir. Örneğin okul öncesi çocuklarda fazla yemeye obeziteye neden olabilir. Sağlıklı beslenmenin tanımında yenilen besinden zevk alarak, çeşitli ve dengeli beslenerek, tüm besin öğelerinin kişiye özel gereksinim duyulan miktarlarda alınması ve ideal vücut ağırlığının korunması vardır. Burada yenilen besinden zevk almak amaçlı değil de bir şartı yerine getirmek amaçlı olduğunda sağlıklı bir beslenme davranışı olmaz. Çocukluk çağında kazanılan beslenme davranışları gelecekteki beslenme alışkanlıklarını etkiler. Şartlı beslemek yerine seçenek sunmak, seçenek sunarken de çocuğun fikirlerini önemsemek daha faydalı olur.

Yemek yeme sorunu olan çocuğum için ne yapabilirim?

Yemek yeme sorunu olan çocuğumuz için bazı sağlıklı beslenme ilkelerini uygulamak lazım. Uygun sınırlar koymak gerekir. Anne ya da bakıcı nerede, ne zaman, neyi vereceğine karar verir. Bebek ya da çocuk ne kadar alacağına karar verir. Bu soruların cevabını vermeden bebeğiniz veya çocuğunuzu izleyin. Ondan gelen ipuçlarını sağlıklı beslenme ilkeleriyle birleştirin. Çocuğun gelişimsel düzeyine göre tercihlerini göz önünde bulundurun. Masaya gelmeden önce seçenekler sunun. Dikkati dağıtmaktan kaçının. Masa da hoş bir ortam olsun. Bebek ya da çocuk yemekte olduğunu bilsin. Aşırı etkinlik, ya da oyuncak tablet, telefon ya da televizyonla yemek yedirmek uygun değil. İştahı arttıracak şekilde besleyin. Öğün aralarını açın, acıkmasına izin verin. Ara atıştırmalıklara da dikkat edin. Öğün saatleri ev halkı ile uyumlu olsun. Tutumunuz çocuğa karşı doğal olsun. Yemek süresini kısıtlı tutun. Yemeğe en geç 15 dakika içinde başlanmalı, yemek 30 – 35 dakika içinde bitirilmelidir. Yaşına uygun gıdalar sunun. Bebeğin doğal gelişim basamaklarına uygun gıdalar vermek gerekiyor. Tadını sevebileceği, cazip bir sunumla verilen gıdalar. Sevmediği zaman zorlamamak, sonra tekrar denemek gibi. Çocuğa verilecek porsiyonlarda da pratik olarak çocuğun yumruğu kadar olan porsiyonları tercih edin. Yeni yiyecekleri sunarken çocuk aç olduğunda verin. Çocuk hasta olduğunda ya da sevdiği gıdadan sonra vermeyin. Bir gıdayı sevmediğine karar vermek için 10 – 15 kez deneyin. Yiyecekleri ödül olarak kullanmayın. Baskı, aşırı ikna, yalvarma, rüşvet, cezalandırma olmasın. Yemek saati eğlenceli olsun. Birlikte yemek yiyin. Çocuğunuz için iyi bir rol model olun. Yemek alışverişine, sofra hazırlamasına, kendisine servis yapmasına izin verin. Kendi kendine yemek yemesini destekleyin. Yaşına uygun dağınıklıkları kabul edin.

Çocuklardaki beslenme ve yutma sorunlarının nedenleri nelerdir?

Bebeğin ya da çocuğun gıda almasını veya yutmasını engelleyen anatomik dediğimiz vücut yapısı bozuklukları, ağız boşluğu, yutak, yemek borusunun yapısal anormallikleri beslenme güçlüğüne neden olabilir. Bazı genetik rahatsızlıklar, sinir ve kas sistemini tutan hastalıklar, beyin felçli çocuklarda ya da nörolojik sorunlu hastalarda beslenme ve yutma sorunları görülebilir. Sindirim sistemi sorunlarına bağlı gelişen rahatsızlık ve azalmış iştah besinden kaçma davranışına yol açabilmektedir. Örneğin gastroözofageal reflü dediğimiz mide asidinin yemek borusuna geri kaçışı olan bir çocuk yeme esnasında ya da yemek sonrasında ağrı veya rahatsızlık hissedebilir. Enfeksiyonlar, mide hastalıkları, gastrit, ülser sindirim sisteminin bazı emilim sorunları çölyak hastalığı gibi alerjik durumlar, besin alerjileri, gıda reaksiyonları gibi bağırsak hastalıkları, kabızlık, paraziter durumlar hepsi beslenme sorununa yol açabilir. Vücutta ki genel enfeksiyon durumlarında ve bazı organların rahatsızlıklarında örneğin kalp, akciğer, karaciğer, böbrek, romatizma hastalıklarında beslenme etkilenir. Bazı besinsel eksiklikler vitamin ya da mineral eksiklikleri, kanserler, bazı ilaçlar, uzun süreli sondayla beslenmiş, damardan beslenmek zorunda kalmış bebek ya da çocuklarda ya da doğuştan gelen metabolik bozuklukları olan bebeklerde beslenme ve yutma sorunları görülebilir. Beslenme ve yutma sorunları organik dediğimiz altta yatan bir hastalığa bağlı olabildiği gibi psikolojik nedenlerden de kaynaklı olabilir. Her ikisi birlikte de görülebilir ya da beslenmek hatalarından kaynaklı olabilir. Değerlendirirken hepsini göz önünde bulundurmak gerekir.

Bebeğim çok iştahsız, acaba psikolojik mi?

Bebeğin aç olduğu anda kendine sunulan besinleri yemek için büyük istek duyması iştah. Gerçek iştahsızlık ise bebeğin yeterli büyüme ve gelişmesi için alması gereken temel gıdaları bile değişik nedenlerden dolayı bebeğin reddetmesi. Bebeklerdeki iştahsızlık ya altta yatan bir hastalığa bağlı olabilir ya psikolojik nedenlerden veya beslenme hatalarından kaynaklanabilir. İştahsızlığa eşlik eden bazı belirti ve bulgular varsa, mesela bebek ağlayarak emmeyi bırakıyorsa, ağrılı yutuyorsa veya yutarken zorlanıyorsa, yutma esnasında boğuluyor gibi oluyorsa, öksürüyorsa, sık zatürre geçirme nedeniyle hastaneye getiriliyorsa, ishali varsa, kabızlığı varsa ya da kilo alımında durma ya da kilo kaybı ya da vücudunda döküntü, egzama gibi bulgular eşlik ediyorsa, özellikle bu bebekler erken doğan ya da yapısal anomalisi olan bebeklerse, psikolojik demeden önce mutlaka doktora götürmek gerekir. Çocuk doktorları bir hastalığı var mı diye çocuğu değerlendirir, detaylı bir öykü, ayrıntılı bir fizik muayene yaparız.Bebek kim tarafından, ne kadar, nasıl, neyle, ne sıklıkla besleniyor, nasıl bir aile ortamı var, neler veriliyor, daha önceden bilinen bir hastalığı var mı? gibi sorular sorarız. Muayene ederken bebeğin büyüme, gelişme çizelgeleri bizim için çok önemlidir. Altta yatan fizik muayene bulguları var mı, altta yatan bir hastalığı düşündüren bulgular var mı? diye değerlendiririz. Son 3 günlük beslenme öyküsü mümkünse bebeğin beslenirken görülmesi bizim için önemlidir. İştah bir yemeğin zevkle, neşeyle, arzu edilerek yenmesidir. İştahsızlık pek çok nedene bağlı olarak görülebilir. Anne ve bakıcı kaynaklı olabilir. Bebeğe bağlı olabilir. Beslenme hatalarından kaynaklanabilir. Çevresel veya besin nedenli iştahsızlık görülebilir ve iştah çocuktan çocuğa değişebilir. Özellikle bizim alarm dediğimiz ek bulgular varsa ve büyümesi ve gelişmesi etkileniyorsa mutlaka ayrıntılı olarak hekim tarafından değerlendirilmelidir.

“Yemiycem” dediğinde ne yapabilirim?

Öncelikle sakin olmak lazım. Doğal bir tutum sergileyin. “Yemeyeceğim“lafı sizde büyük tepkilere yol açarsa çocuk bunu kullanabilir. Beslenme sıklığını çocuğun yaşına göre değerlendirmek lazım. Mesela yeni doğan süt çocukluğu, oyun, okul çocukluğu ya da ergen çocuğun beslenme sıklıkları aynı olmaz. Sürekli beslemek, sürekli besin alternatifleri sunmak çocuğun açlık ve tokluk hissinin algılanmasını zorlaştırır. Acıkmasına izin verin. 3-4 saat aralarla besleyin. Çocuğun yaşına uygun gıdalar sunun. Porsiyonlarını pratik olarak çocuğun yumruk büyüklüğünde verebilirsiniz. Yemekleri sofra ortamında dikkati dağıtmayacak şekilde televizyon, tablet ya da telefon göstererek ya da aşırı etkinlik yaparak vermeyin. Birlikte yemek yemek çok önemli. Yemek yedirmek yerine birlikte yemeyi tercih edin. Öğünler aile bireylerinin bir araya geldiği mutlu, neşeli, sosyal ortamlar olursa bu çocuğun iştahını olumlu yönde etkiler. Yemeği 15 dakika içinde başlayın. Yemek süresini 30-35 dakikadan uzun sürdürmeyin. Arada verilen atıştırmalıklara dikkat edin. Yemek yemeyen çocuğun eline yemek yemediği için verilen atıştırmalık veya meyve suları iştahını kapayabilir. İyi bir örnek olmak lazım. Çocuklar taklit ederek öğrenirler. Uygun sınırlar koymalıyız. Nerede?, ne?, ne zaman? yenileceğini anne ya da bakıcı, ne kadar yenileceğine de bebek ya da çocuk karar vermelidir. Yeni gıdaları çocuğa sistematik olarak sunmak lazım. Çocukların neofobi denilen yeni gıdayı reddetme dönemleri vardır. Vazgeçmeden önce 10 – 15 kez teklif edin. Yiyecekleri ödül ya da şart olarak sunmayın, kullanmayın. Kendi kendine yemesini destekleyin. Yaşına uygun dağınıklıklara göz yumun. Çocuk yemeyeceğim dediğinde genelde anne babalar 4 farklı tutum sergiliyorlar. Otoriter tutumda olan anne babalarda kurallar ön planda. Çocuğun istekleri, çocuğun ihtiyaçları ve çocukla iletişim daha kısıtlı. Demokratik tutum sergileyen anne babalarda ise kurallar var. Çocuğun istekleri ve çocukları etkileşim ve ihtiyaçlar denge halinde. İhmalkar dediğimiz tutum da bir kural yok. Çocuğun ihtiyaç ve istekleri ön planda değil. Bir de izin verici anne baba tutumu var. Bu tutumda ise çocuğun istekleri ön planda. Kural yok. Çocukla etkileşimde sınırlı. Önerilen anne baba tutumu demokratik olan tutumdur.Yani çocuğun isteklerine saygılı, ancak kuralları olan ve bu kurallar çocuğun ihtiyaç ve istekleri ile dengeli olan tutum.

İştah açan destekleyeci besin takviyeleri nelerdir?

İştahsız çocuklarda vitamin ve mineral takviyeleri kullanımına klinik pratikte oldukça sık rastlanmaktadır. B vitamini,folik asit, çinko, demir, iştahsızlık çocuklarda tedavi de takviye amaçlı kullanılmaktadır. Kanıtlanmış bir vitamin eksikliği ya da mineral eksikliği varsa diyetinde eksik alınması durumlarında faydaları vardır. Mesela demir eksikliği anemisi olan bir çocukta demir desteği sonrası iştahında farklılık olabilir hatta iştahı artar. Ancak eksikliği olmayan bir çocuğa çinko veya demir verilmesinin iştah konusunda bir artısı olmadığı gibi tamamen gereksizdir. Halk arasında iştah açıcı denilen bazı ilaçlar vardır. Doktor tavsiyesiyle bazı özellikli durumlarda kullanılabilirler. Mesela kanser tanılı hastalarda, kislik fibrozi denilen hastalığı olan durumlarda. Balık yağı dediğimiz omega 3 yağ asitleri veya bazı mide boşalım sorunu yaşayan çocuklarda kullanılan ilaçlarda kullanılabilir. Ancak altta yatan hastalığı olmayan yeme sorunlu hastalarda bu iştah açıcıların yararını gösteren kanıtlar oldukça kısıtlıdır. Rutin olarak iştahsız çocuğa biz bunları önermemekteyiz.